Siyasette Kürt meselesini önceleyen yeni bir parti kuruluyor. İki yıldır kuruluş sürecini yürüten ve hazırlık çalışmalarını tamamlayan “Destpêka Nû” (Yeni Başlangıç) oluşumu, 15 Ekim’de İstanbul’da yapılacak toplantı ile partileşme sürecini kamuoyuna duyuracak.
Destpêka Nû Yürütme Şurası üyelerinden Dr. Engin Yılmaz, bir basın toplantısı ile kamuoyuna duyurmaya hazırlandıkları parti için, “Kürtlerin yeni bir siyasi paradigmaya ve siyaset yapma biçimine sahip, kitlesel bir merkezi partiye muhtaçlığı olduğunu dillendireceklerini” söyledi.
“Yeni bir siyasi paradigma oluşturmak” savıyla yola çıktıklarını söyleyen Yılmaz, “Eğer bu siyasi paradigmayı inşa edebilirsek başkalarından büsbütün farklı ‘yeni bir yol’ ve ‘yeni bir hikâye’ ortaya koyabiliriz” dedi.
Engin Yılmaz’la parti çalışmaları hakkında konuştuk…
‘ÇAĞRI YAPACAĞIZ’
Yaklaşık iki yıldır ‘Destpêka Nû’ çalışmalarını yürütüyorsunuz. 15 Ekim’de de kamuoyuna duyuracaksınız. Sonuçta seçmenin karşısında nasıl bir parti çıkacak?
15 Ekim’de bir parti ilanı değil Destpêka Nû oluşumu olarak yaptığımız çalışmaları ve partileşme sürecini başlatma kararımızı kamuoyu ile paylaşacağız. Deklarasyon ile; Türkiye’deki Kürt siyasetinin farklı nedenlerle faal ve sonuç alıcı olmadığını, kurulmuş olan partilerin de herkesi ve her kesiti kapsamadığını, münasebetiyle da Kürt siyasetinde bir boşluk olduğunu, Kürtlerin yeni bir siyasi paradigmaya ve siyaset yapma biçimine sahip kitlesel bir merkezi partiye muhtaçlığı olduğunu dillendireceğiz. Ayrıyeten; Kürt halkına ve siyasetteki aktörlere merkezi bir kitle partisinin kurulması sürecini sahiplenmelerine ve bizlerle birlikte omuz omuza çalışmalarına yönelik de bir davet yapacağız.
‘İKİ BÜYÜK ÇALIŞTAY VE YÜZLERCE GÖRÜŞME YAPTIK’
Bugüne kadarki çalışmaları kamuoyundan uzak yürüttünüz. Bunun nedeni nedir?
Yani o denli çok ihtimamlı bir zımnilik hiç olmadı. Kapalı devre çalışmamızın ana nedenleri şunlardı: Gösteriden, sansasyondan ve yol kazalarından uzak durarak süreci sağlıklı bir formda sürdürebilmek ve Kürtlerin gereksinimi olan merkez siyasetini oluşturabilecek kitlesel bir hareket oluşturabileceğimizi görmeden kamuoyunun önüne çıkmamak. Bunu yapmaktaki temel hedefimiz Kürt halkını yeni bir hayal kırıklığına uğratmamak. Bir tabela partisine dönüşeceksek (ki Kürtlerin artık yeni bir tabela partisine muhtaçlığı yok) yola çıkmamızın ve kamuoyunu da meşgul etmenin bir manası olmadığını düşündüğümüzden hem kapalı devre çalıştık hem de bu çalışma mühleti uzun bir vakit aldı. İki büyük çalıştay ve yüzlerce görüşme sonrası bu etaba geldik. Maalesef pandemi şartları da sürecin uzamasına neden olan öbür bir etkendi.
Türkiye’de son yıllarda çok sayıda parti kuruldu. Sizinle yeni bir parti daha eklenecek. Bu partilerden birinde çalışmak yerine, neden yeni bir parti kurma gereksinimi duydunuz? Yani mevcut siyasetçilerden ve partilerden farklı olarak ne söyleyeceksiniz?
Dünyanın ve coğrafyamızın içinden geçmekte olduğu bu harika süreçte, Kürtlerin salt bir oy deposu olarak görüldüğü bu durumu değiştirerek; gündem belirleyen, faal, dinamik ve potansiyellerine uygun bir özne olmasını sağlayacak, siyasette güçlü bir alternatif olarak rol almasına katkı sunacak aktif ve sonuç alıcı yeni bir tertibe bugün her zamankinden daha çok gereksinim duyulmaktadır. Bizler; siyasi tavır evrakımızda belirttiğimiz üzere; temel demokratik haklara kavuşmayı gaye olarak belirlemiş; ideolojiler üstü; halkımızın dini, toplumsal, kültürel, ekonomik, tüm farklı kısımlarının yer aldığı ve mümkün olan en geniş iştirakle temsilinin sağlandığı; içinde yer almayanlarla da diyalog ve ortaklaşmayı temel alan bir siyaseti benimseyen; ulusal seviyede ve milletlerarası kuruluşlar nezdinde Kürt halkını temsil niteliğine sahip; ulusal, özgürlükçü, demokratik, çoğulcu, merkezi bir kitle partisine muhtaçlık olduğu kanaatindeyiz.
Çerçevesini kozmik kıymetlerin belirlediği, hukukun üstünlüğüne inanan, toplumun sosyolojik pahalarını çürütmekte olan mevcut şiddet sarmalını reddeden, etnik kültürel, inançsal, düşünsel tüm kesitleri “olduğu gibi” ve “kendini tanımladığı biçimiyle” kabul ederek kucaklayan, Kürt halkının ve öteki halkların pahalarını kutsal, dokunulmaz ve eşit seviyede gören, oluşturulacak demokratik sistemlerle herkesin herkesle ortaklaşabileceği; yeni bir siyasi paradigma oluşturmak savıyla yola çıkıyoruz. Şayet bu siyasi paradigmayı inşa edebilirsek başkalarından büsbütün farklı “yeni bir yol” ve “yeni bir hikâye” ortaya koyabiliriz. Bu da neden yola çıktığımızın ve Kürt halkının neden bize oy vermesi gerektiğinin karşılığı olacaktır. Genel çerçevesini çizdiğimiz siyasal paradigmamızın ayrıntılarını 15 Ekim’deki deklarasyonda basınla ve kamuoyuyla paylaşacağız. Münasebetiyle “neden farklı olduğumuzun” ve “neden yola çıktığımızın” yanıtını orada bizlerden daha net ve ayrıntılı olarak duyacaksınız.
‘KADROLARIMIZ YENİ YÜZLERDEN OLUŞUYOR’
Duyurmaya hazırlandığınız partide kamuoyunun yakından tanıdığı isimler var mı?
Öncelikle şunu belirteyim, biz bir takım hareketiyiz. Ortamızda daha evvel siyaset yapmış ve kamuoyunca çok bilinen bireyler yok. Takımlarımız daha çok eğitimli, donanımlı ve birikimli yeni yüzlerden oluşuyor. Bu bilhassa tercih ettiğimiz bir strateji. Kürt siyasetinde “yeni bir hikaye”nin fakat yeni yüzlerle oluşturulabileceğine inanıyoruz. Çalışmalarımız esnasında aldığımız prensip kararı yeterince rastgele bir partinin faal üyesi olanlardan, ismi tartışmalı olanlardan, toplumsal tartışmalara neden olmuş bireylerden hatta çok tanınan şahıslardan bile olabildiğince uzak durduk. Başlangıçta bu türlü bir yol tercih ettik ancak elbette ki ileri kademelerde Kürt siyasetinin bütün bilinen deneyimli isimlerini bu sürece davet edeceğiz. Zira onların deneyimlerine ve yol göstericiliğine de gereksinimimiz olacak. Hasebiyle süreci şimdilik siyasette yıpranmamış yeni isimlerden oluşturmaya çaba gösteriyoruz. Daha az bir oranda olmakla birlikte ortamızda kamuoyunun bildiği deneyimli isimler de var. Lakin şimdilik isimler üzerinden bir tartışma yürütmeyi erken buluyoruz.
Parti kurmanın ve çalışmaları sürdürmenin maliyetinin yüksek olduğunu biliyoruz. Partinizi nasıl finanse edeceksiniz?
Evet, epey değerli bir mevzuya değindiniz. Siyaset değerli bir iştir ve finans, partiler için hayati oranda bir gereksinimdir. Takımlarımızın birçok orta gelir seviyesinde olan şahıslar. Hasebiyle bu vakte kadar küçük orandaki masraflarımızı kendi ortamızda topladığımız aidatlar ile giderdik. Lakin partileşme sonrası mevcut bütçemizden daha fazlasının gerekeceği kuşku götürmez. Partileşme olduktan sonra öteki tüm partilerde olduğu üzere bizler de Siyasi Partiler Yasası çerçevesinde ve şeffaf bir biçimde finansal gereksinimlerimizi giderecek planlamalar yapacağız.
Birçok parti kuruluş evresindeyken seçmen tarafından heyecanla karşılandı. Lakin bu ilgiyi daha sonra sürdüremedi. Partiyi kurduktan sonra nasıl canlı tutacaksınız?
Kürtlerin bahsettiğiniz biçimiyle yeni bir tabela partisine gereksinimi yok. Yeni bir tabela partisi yeni bir umut kırılmasını doğurur. Onun için bu yola çıkarken kendimize net bir unsur koyduk: Kitlesel ve faal bir merkez koşullarını oluşturmadan partinin kuruluşunu gerçekleştirmeyeceğiz. Bu bahiste azami derecede hassasız. Aksi takdirde bizim de sonumuz mevcutlardan farklı olmaz. Bir tabela partisine dönüşmemek için yavaş ve emin adımlarla süreci yürütüyoruz. Kürt halkına mevcut partilerden farklı yeni bir siyasi paradigma üretmeye çalışıyoruz. Oluşturmaya çalıştığımız bu paradigma toplum tarafından kabul görür ve sahiplenilirse partiyi aslında canlı tutacaktır.
‘KİŞİLER VE PARTİLERLE İLGİLENMİYORUZ’
Türkiye artık seçim atmosferine girdi. Partiler ittifaklarını kurdu ve seçim çalışmalarına başladı. Pekala siz seçimde kimi destekleyeceksiniz? Dışardan destekleyeceğiniz bir ittifak var mı?
Ebette her parti seçime girmek, halktan teveccüh görmek ve uygun bir oy almak ister. Bunu önemsiyoruz. Fakat biz halihazırda partileşme sürecini tamamlamış bir parti değiliz. Biz şu an partileşmeye giden süreci yürütüyoruz. Münasebetiyle bu sorunuzun yanıtı parti resmi olarak kurulduktan sonra onun seçilmiş legal heyetleri tarafından verilebilir. Şimdiden onlar ismine bir şey söylememiz uygun olmaz. Lakin kurulacak partinin prensipler bazında hareket edeceğini ipucu olarak verebiliriz. Türkiye’nin demokratikleşmesine ve Kürtlerin temel insani ve türel haklarına hangi ittifak kümesi hürmet duyar ve bir tahlil teklifinde bulunursa o ittifakı destekleriz. Zira biz bireyler ve partilerle ilgilenmiyoruz. Halk olarak ne kazanacağımıza bakacağız. Bağcı ile işimiz yok, kaygımız üzüm yemek. Ancak görünen o ki şu anki ittifakların gündeminde Kürtler hak ettikleri oranda yok ve bu ittifaklardan Kürtler için şimdiye kadar somut tahlil teklifleri de duymadık. Kürtleri yok sayanları elbette Kürtler de yok sayacaktır.
Parti hazırlık komitesi tarafından hazırlanan tavır dokümanında, partinin olmazsa olmaz gayelerinden birinin “Kürt halkına statü kazandırılması” olduğu sözleri yer alıyor. Bunun için nasıl bir yol haritası çizeceksiniz?
Siyasi tavır evrakımızda belirttiğimiz üzere, “Bizim ana varlık nedenimiz Kürt halkına statü kazandırılmasıdır.” Bu statüye ulaşma yolunun faal ve sonuç alıcı bir kitle partisi ile demokratik sistemleri kullanarak iktidarları ve devleti zorlamakla mümkün olabileceğini düşünüyoruz. Demokratik sivil uğraş dışındaki tüm yolların Kürt halkına statü kazandırmak bir yana büyük ziyanlar verdiğini düşünüyoruz. Bu nedenle de şiddete kategorik olarak karşıyız ve şiddeti gelinen evre itibariyle bir hak arama usulü olarak görmüyoruz.
