CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Türkiye’nin, NATO adaylığına karşı çıktığı İsveç ve Finlandiya ile imzaladığı üçlü bu muhtıraya ait, “Türkiye’de esip gürleyen, mangalda kül bırakmayan Erdoğan, ABD Başkanı’nın ‘anı yakala’ telkinine elbette kayıtsız kalmadı. NATO ve AB açısından hiçbir bağlayıcılığı olmayan bu muhtıranın altına imzayı bastı” dedi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde birinci kere iç borcun ileride ödenecek faizinin anaparayı aştığını belirten Öztrak, “Bu borç ve faizler maalesef jelibon ile ödenmiyor. Milletin alın terinden, göz ışığından kesilen vergilerden ödeniyor” dedi.
Faik Öztrak, bugün CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Öztrak, NATO Başkanlar Zirvesi’ni, Türkiye’nin tanımadığı Güney Kıbrıs Rum Kısmı önderi Nikos Anastasiadis’in de tepeye katılmasını, İsveç ve Finlandiya ile imzalanan üçlü muhtırayı kıymetlendirdi.
ANKA’nın aktardığına nazaran Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
ERDOĞAN, SÖYLEDİKLERİNİ BİR HOŞ YALADI YUTTU: “Ülkemizin hak ve çıkarları için değil, Erdoğan’ın ideolojik saplantıları ve siyasi ikbali için yaptığı atılımlar, ülkemizin prestijine büyük ziyanlar verdi. Bölgede kelamı dinlenen, tesirli ülke olma fırsatını kaçırmamıza yol açtı. Mısır’la durduk yere hengameli olduk. Daha 2013 yılında Genel Liderimiz bunları uyardı. Mısır’la bağlarımızın durduk yere bozulmasının sakıncalarını anlattı. Artık saray, Mısır’la ortayı düzeltmek için kıvranıp duruyor. Daha dün ‘15 Temmuz’un finansörü’ dedikleri Körfez pirinin, ‘katil’ diye manşetler attırdıkları Veliaht Prens’in ayaklarına, bugün turkuaz halılar seriyorlar. Erdoğan, 2009’da, Danimarka’nın eski Başbakanı Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliği’ne aday olması üzerine bölücü terör örgütüne ilişkin bir televizyonun Danimarka’da bulunmasını münasebet göstererek, ‘Barış sürecine katkısı olamayanlar, sanki bundan sonra nasıl olacak, bu natürel bizde bir soru işareti meydana getiriyor, ferdî kanaatimi söylüyorum, ben olumsuz bakıyorum’ diye milletimize caka sattı. Lakin sonunda Erdoğan, bu söylediklerini bir hoş yaladı yuttu. Erdoğan’ın da oyuyla Rasmussen, NATO Genel Sekreteri oldu.
İÇERİYE ÖTEKİ, DIŞARIYA ÖTEKİ: Erdoğan, içeriye öbür, dışarıya öbür. Artık tüm dünya Erdoğan’ın ne olduğunu anladı. Kâfi ki sırtı sıvazlansın, pohpohlansın. Kâfi ki ABD Başkanı’yla bir randevu kopartsın, kâfi ki Biden gülen gözlerle kendisine baksın, samimi bir fotoğraf versin. Varsın tükürdüğünü yalasın, varsın kendisine yöneltilen en ağır hakaretleri sineye çeksin.
HİÇ SIKILMADAN ‘DİPLOMATİK ZAFER’ DEDİ: İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine Türkiye’de ‘hayır’ diyen Erdoğan, ‘dörtlü’ diye girdiği doruktan üç imzalı bu muhtırayla çıktı. NATO Genel Sekreteri’nin bile kefil olmadığı üç dışişleri bakanının imzaladığı sıradan bir belgeyi sineye çekerek Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğinin önünü açtı. NATO’nun üzerinde kefaleti olmayan bir uygun niyet dokümanıyla yetindi. Türkiye’de ‘hayır’ dediğine Madrid’de ‘evet’ deyiverdi. Ayağına kadar gelen topu gole çeviremedi. Buna da hiç sıkılmadan ‘diplomatik zafer’ dedi. Kimse şaşırdı mı? Hayır. Zira perşembenin gelişi çarşambadan aşikâr. Erdoğan’ın zaaflarını artık herkes biliyor. Erdoğan’ın kendisiyle yüz yüze görüşüp içeriye caka satarak oy devşirme sevdasının, ABD Lideri da farkında. Hakikaten, Erdoğan’ın bu zaafına oynayıp telefonla arayarak Madrid’de ikili görüşme teklifinde bulundu. ‘Anı yakala’ diyerek Erdoğan’a telkinde bulunmayı da ihmal etmedi. Böylelikle Türkiye, İsveç ve Finlandiya’yı, NATO Genel Sekreteri nezaretinde masaya oturttu. Akabinde da Amerikan tarafı, bu üçlü görüşme olumlu sonuçlanmazsa Erdoğan ile Biden’ın yapacağı ikili görüşmenin gereksiz olduğu haberini sızdırdı. Sonuç; Türkiye’de esip gürleyen, mangalda kül bırakmayan Erdoğan, ABD Başkanı’nın ‘anı yakala’ telkinine elbette kayıtsız kalmadı. NATO ve AB açısından hiçbir bağlayıcılığı olmayan bu muhtıranın altına imzayı bastı.
MUĞLAK SÖZLERLE ESNETİLİP BÜKÜLEBİLECEK BİR METİN: Bu üçlü muhtıra, NATO’yu bağlamıyor. AB’yi hiç bağlamıyor. Hatta bu muhtıra, hukuksal ve teknik bakımdan, imzacılarını bile bağlayan bir metin değil. Son derece muğlak sözlerle esnetilip bükülebilecek bir metin. Bu muhtıra, ne ‘vaypici, pivaydi’ye ne de FETÖ’ye bir ‘terör örgütü’ diyemiyor. Erdoğan, muhataplarına bunu bile kabul ettirememiş. Hakikaten daha metnin mürekkebi kurumadan İsveç ve Finlandiya’dan arkası arkasına kimi açıklamalar geldi… Dün Erdoğan, çıktı, 73 teröristin bu ülkeler tarafından iade edileceğini açıkladı. Madem o denli, bu teröristlerin sayısı açık açık bu muhtıraya neden yazılmadı. Neden muğlak tabirlerle geçiştirildi? Kaldı ki yalnızca 73 teröristin deport edilmesi karşılında bu kağıt imzalandıysa bu yeniden büyük bir fırsatın kaçırıldığının ikrarıdır.
ERDOĞAN, NEYİN KARŞILIĞINDA BU YEMEĞE İSTEK GÖSTERDİ: (Erdoğan’ın Anastasiadis ile fotoğrafı) Bir de bu fotoğraf neyin nesi? Allah muhabbetinizi artırsın. Sevdiklerinizle haşretsin. Bu ne muhabbet? Beyefendi, memlekette Yunanistan’a, Güney Kıbrıs’a atıp tutuyor, söylemediğini bırakmıyor, lakin Madrid’de Türkiye’nin tanımadığı Güney Kıbrıs Rum önderi Anastasiadis’i görünce yelkenler suya iniyor. Diyoruz ya Erdoğan içeride öteki çalıyor, dışarıda diğer söylüyor… Rumlar resmi olarak hiçbir NATO toplantısına, yemeğine katılamaz. Gayrı resmi toplantı ve yemeklerdeyse Türkiye’nin onayı ve isteği aranır. Erdoğan, neyin karşılığında bu yemeğe istek gösterdi? Neyin karşılığında bu samimi fotoğrafları verebildi? Milletimizin bunları öğrenmesi de elbette hakkıdır. Yoksa siz, her yüzünüze gülenin peşinden mi gidiyorsunuz?
BU BORÇ VE FAİZLER JELİBON İLE ÖDENMİYOR: Dış borcumuzun ulusal gelire oranı, yüzde 57 civarında… Tarihimizde birinci kere iç borcun ileride ödenecek faizi, iç borcun anaparasını aştı. Bu borç ve faizler maalesef jelibon ile ödenmiyor. Milletin alın terinden, göz parıltısından kesilen vergilerden ödeniyor.
ASGARİ FİYATI 6 BİN 775 LİRA YAPIN: Yıl başında minimum fiyata yapılan artırım, daha şubat ayında açlık sonunun altına düştü. Buradan sesleniyoruz; milyonlarca işçinin enflasyonla gasp ettiğiniz haklarını kesinlikle telafi edin. Bugünkü açlık sonu düzeyinin üzerine, sene başında vermeyi vadettiğiniz, fakat saray mamulü enflasyona kaptırdığınız ek yüzde 6 artırımı da verin. Minimum fiyatı 6 bin 775 lira yapın.”
Öztrak, basın mensuplarının sorularına da cevap verdi.
‘ERDOĞAN’I RAKİP EKİBİN SEYİRCİLERİ ALKIŞLIYOR’
İktidar kanadının Türkiye’nin NATO’dan zaferle ayrıldığı istikametinde açıklamalar yaptığı anımsatılan Öztrak, “Gerekçeleri konuşmamda açıkladım. Fırsat ayağımıza kadar gelmiş, Erdoğan dönüp kendi kalemize gol atmış, natürel ki rakip grubun seyircileri onu alkışlayacaklar. Değerli olan dışarıdakilerin değil, milletimizin dediğidir” dedi.
‘DEMİRBAĞ SENİ BU HALE DÜŞÜRENLERE OY VERME’
Öztrak, AK Parti Elazığ Milletvekili Zühtü Demirbağ’ın “Danışmanlarıma borçlanmışım, maaşımı bekliyorum, milletvekili maaşıyla milletvekilliği yapılmaz, çok zor” açıklamasıyla ilgili soruya da “Daha birkaç ay evvel millete ‘İki kilo et yemeyin, yarım kilo yiyin’ diye aklı veren milletvekili bugün çıkıp maaşının yetmediğini söylüyorsa durum vahimdir. Kendisine tavsiyemdir; sandık geliyor, gereğini yap, kendini ve seni bu hale düşürenlere oy verme” cevabı verdi.
‘MİLLET MASASINDA KARARA BAĞLARLAR’
Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu’nun Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının altı masadaki önderlerden birinin olmasının gerçek olacağına yönelik açıklamasının sorulması üzerine Öztrak, “Sayın Davutoğlu’nun kanılarına hürmet duyuyoruz. Millet masasında altı partinin önderi bu mevzuyu karara bağlarlar” dedi. (HABER MERKEZİ)
