Muharrir Serkan Gülpınar’ın kaleme aldığı hikaye kitabı ‘Zerban’, Holden Yayınları tarafından yayımlandı. 12 hikayeden oluşan kitapta yer alan tüm hikayeleri; doğup büyüdüğü, yatalak annesiyle teyzesinin, eniştesiyle dayısının, çocukluk arkadaşlarıyla çocukluk anılarının yaşadığı kasabaya yıllar sonra bir müddetliğine gelen Hasan anlatıyor. Hasan, kimi hikayelerde geri dönüşlerle anlatıcı durumundayken kimi hikayelerde ise aktarıcı pozisyonunda.
KİTAPTAN BİR KISIM…
Bir su kaynağı temelinde Zerban.

Fakat, Zerban, belgemdeki 12 hikayeyi üzerine inşa ettiğim kasaba ve kasaba halkı için bir su kaynağından öte bir şey. Her güz ismine kurbanlar kesilen, başında palavra söyleyenin heba olacağına inanıldığı için ismi anılarak yeminler edilen, bir diğer deyişle doğrunun, gerçeğin, saflığın yeri… Gök mavisi gözleri, güneş sarısı saçlarıyla bastığı yerlerde ömür, baktığı yerlerde hoşluk yaratan bir kızın, Zerban’ın, kirlenmemek için Tanrı’ya yakarıp kendisini çağıl çağıl akan bir suya dönüştürmesini dilediği mistik bir göze…
Ne var ki; gözlerini gökten, saçlarını güneşten alan hoşlar hoşu Zerban’a adaklar adayıp türbesine mumlar diken, üzerine yeminler eden kasabalı, içlerindeki kuytularda tıpkı Zerban’ın libası üzere kapkara sırlar gizlemektedir. Gizlenmeyenler veyahut gizlenemeyenlerse bakıla bakıla görünmez olmuştur artık. (KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)