Netflix imali Stranger Things dizisinde Jim Hopper isimli polis şefini canlandıran David Harbour, Big Issue’ya verdiği söyleşide yaşadığı sıkıntı vakitlerini anlattı. Oyuncu yoksulluk içinde yaşamanın kişinin akıl sıhhatini zorladığını söyledi.
Kayıp Rıhtım’ın aktardığı habere nazaran, 26 yaşındayken kendisine bipolar bozukluk teşhisi konduğunu belirten oyuncu, “Sistemin içinde de dışında da bulundum. Hayatımda çok kolay bir halde sokaklara düşebileceğim anlar oldu. Neyse ki yanımda olan bir ailem vardı. Akıl sıhhatinin ilaç gerektiren bir kesimi var. Fakat tıpkı vakitte akıl sıhhatinin çok toplumsal bir bileşeni de var. Bu, kırık bir bacak üzere değil” dedi.
‘GEÇİNMEK İÇİN KÂFİ PARAYA SAHİP OLMAMAK, TOPLUMSAL UYUMSUZLUĞU BERABERİNDE GETİRİYOR’
Harbour kelamlarına şöyle devam etti:
“Çılgınlığı tanımlayan şey, toplumsal uyumsuzluktur. Lakin bir bakıma, geçinmek için kâfi paraya sahip olmamak toplumsal olarak uyumsuzluğu da beraberinde getiriyor. Dışarı çıkıp öğlen yemeği satın alarak ve bir mağazaya falan girerek topluma katılamadığınızda, bu durum sizi çıldırtıyor. Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar üzere. Her iki sorun de el ele gidiyor.”
“Stranger Things”e katılana kadar “Hellboy” ve “Revolutionary Road” üzere üretimlerde rol alan Harbour, “Stranger Things”teki Hopper rolünü kabul ettiğinde ise kendisini “yedek” üzere hissettiğini söyledi. Oyuncu, “Çekimlerde bile bu benim seveceğim bir dizi fakat kimse izlemeyecek üzere hissettim. Mesleğimdeki her şeyden farklıydı. Sonra yavaş yavaş, ‘Stranger Things mükemmel, bu diziyi seviyorum!’ diyen tonlarca bildiri almaya başladım. Bunu daha evvel (ya da sonra) hiç yaşamadım. Sahiden büyülü bir andı. İncelemeler ve puanlar gelmemişti fakat o noktada, bunun insanlara hakikaten dokunan özel bir şey olduğunu biliyordum” sözlerini kullandı.
